acele etmek(pozuriti):
Otobüse yetişmek için acele ediyorum. (Zurim da uhvatim autobus)
Neden acele ediyorsun? (Zasto zuris?)
açıklamak (pojasniti/objasniti):
Bunu bana açıklayabilir misin? (Mozes li mi ovo objasniti?)
Bunu açıklamak zorundasın. (Moras objasniti ovo.)
açmak (otvoriti) :
Kapıyı açtım. (Otvorio sam vrata.)
Kapıyı açmak istemiyor. (On ne zeli da otvori vrata.)
affetmek (oprostiti) :
Beni affet. (Oprosti mi.)
Seni asla affetmeyeceğim. (Nikad ti necu oprostiti.)
ağlamak (plakati) :
Neden ağlıyorsun? (Zasto places?)
Ağlamak istiyorum. (Zelim da placem.)
almak (nabaviti/ uzeti/ kupiti/primiti) :
Sana yeni bir bilgisayar alacağım. (Kupit cu ti novi racunar.)
Kütüphaneden birkaç kitap aldım. (Uzeo sam neke knjige iz biblioteke.)
Kalemimi ondan geri alacağım. (Uzet cu nazad mooje pero od njega.)
Bu sabah ondan bir mektup aldım. (Ovo jutro sam primio pismo od njega.)
anlamak (razumjeti) :
Şimdi anlıyorum. (Sada razumijem.)
Beni anlamıyor musun? (Zar me ne razumijes?)
Lütfen beni anla. (Molim razumi me.)
anlatmak (reci/ukazati na ...) :
Lütfen bana ne(ler) olduğunu anlat! (Molim, reci sta se dogadja!)
Sana her şeyi anlatacağım. (Sve cu ti reci.)Publish Post
aramak (traziti/ zvati)
Kitabımı arıyorum . (Trazim svoju knjigu.)
Dün akşam beni aradı. (Zvao je prosle veceri.)
Sunday, December 20, 2009
Wednesday, December 9, 2009
Participi - glagolski pridjevi
Obradjivali na casu turskog 07.12.2009. god. - Ponedjeljak
Napomena: u turskom jeziko ono o cemu govorimo je na drugom mjestu.
Kada treba u poslednjoj recenici reci da se radi o djeci koja se igraju u parku situacija je sljedeca:
Napomena: u turskom jeziko ono o cemu govorimo je na drugom mjestu.
Masadaki kitap - Knjiga koja je na stolu
Kitaptaki konu çok ilginç - - Lekcija u knjizi je vrlo interesantna
Arabadaki bavul yenidir - Prtljag u autu je nov
Parktaki çocuklar çok çalışkan(dır) - Djeca u parku su vrlo marljiva
Kitaptaki konu çok ilginç - - Lekcija u knjizi je vrlo interesantna
Arabadaki bavul yenidir - Prtljag u autu je nov
Parktaki çocuklar çok çalışkan(dır) - Djeca u parku su vrlo marljiva
Kada treba u poslednjoj recenici reci da se radi o djeci koja se igraju u parku situacija je sljedeca:
Parkta oynayan çocuklara bak - Pogledaj u djecu koja se igraju u parku.
Lista participskih formi u turskom jeziku (lista preuzeta sa www.turkishlanguage.co.uk)
- Sadašnje vrijeme sa sufiksom -(y)en/-(y)an
- Buduće vrijeme sa sufiksom-(y)ecek/-(y)acak
- Prošlo direktno vrijeme sa sufiksom -dik/-tik/-dık/-tık/-duk/-tuk/-dük/-tük
- Prošlo indirkektno vrijeme sa sufiksom mış/-miş/-muş/-müş
- Prosto sadašnje vrijeme - pozitiv (aorist) sa sufiksom -r/-er/-ar/-ir/-ır/-ur/-ür.
- Prosto sadašnje vrijeme - negativ (aorist) sa sufiksom -mez/-ma.
Sandalyede oturan adamı tanıyorum - Poznajem (ovog) čovjeka koji sjedi u stolici
Gökte uçan kuşu görebilirim - Mogu vidjeti (ovu) pticu koja leti na nebu
Sarkan ipi çektim. - Povukao sam (ovaj) konopac što je visio
Gökte uçan kuşu görebilirim - Mogu vidjeti (ovu) pticu koja leti na nebu
Sarkan ipi çektim. - Povukao sam (ovaj) konopac što je visio
(sarkmak - visiti)
Oğluma, hediye veren adam onun amcasıydı - Čovjek koji je dao poklon mome sinu je njegov amidža
Ankara'ya giden otobüslerin hepsi doludur. - Svi autobusi koji idu prema Ankasi su popunjeni
Ankara'ya gidenlerin hepsi erkek. - Svi koji idu prema Ankari su muškarci.
Oğluma, hediye veren adam onun amcasıydı - Čovjek koji je dao poklon mome sinu je njegov amidža
Ankara'ya giden otobüslerin hepsi doludur. - Svi autobusi koji idu prema Ankasi su popunjeni
Ankara'ya gidenlerin hepsi erkek. - Svi koji idu prema Ankari su muškarci.
Tuesday, November 24, 2009
Nerede (II) - Özel Cumhuriyet Lisesi nerede? - Gdje je "Privatna Republička" gimnazija?
A: Afedersiniz, Özel Cumhuriyet Lisesi nerede?
B: Afedersiniz, Özel Cumhuriyet Lisesi Çamlıca`da.
A: Oraya yürüyerek gidebilir miyim?
B: Hayır, gidmezsin. Çok uzak.
A: Peki oraya nasıl gidebilirim?
B: Şu duraktan 32 numaralı otöbüse bin. Küçük Çamlıca durağında in. Çamlıca Hastanesinden sağa dön. Özel Cumhuriyet Lisesi 100 metre ileride. Otobüsten inince tekrar sor.
A: Yardımınız için teşekkürler.
B: Bir şey değil.
..... 15 dakika sonra
A: Afedersiniz, buradan Özel Cumhuriyet Lisesine nasıl gidebilirim?
B: Çok kolay. Şu caddeden karşıya geç. 200 metre yürü. Solda mobilya mağazası var. Mobilya mağazasından sağa dön. Ana caddeden direkt git. Özel Cumhuriyet Lisesi 100 metre ileride. Televizyon istasyonun karşısında.
A: Teşekkür ederim.
B: Bir şey değil.
B: Afedersiniz, Özel Cumhuriyet Lisesi Çamlıca`da.
A: Oraya yürüyerek gidebilir miyim?
B: Hayır, gidmezsin. Çok uzak.
A: Peki oraya nasıl gidebilirim?
B: Şu duraktan 32 numaralı otöbüse bin. Küçük Çamlıca durağında in. Çamlıca Hastanesinden sağa dön. Özel Cumhuriyet Lisesi 100 metre ileride. Otobüsten inince tekrar sor.
A: Yardımınız için teşekkürler.
B: Bir şey değil.
..... 15 dakika sonra
A: Afedersiniz, buradan Özel Cumhuriyet Lisesine nasıl gidebilirim?
B: Çok kolay. Şu caddeden karşıya geç. 200 metre yürü. Solda mobilya mağazası var. Mobilya mağazasından sağa dön. Ana caddeden direkt git. Özel Cumhuriyet Lisesi 100 metre ileride. Televizyon istasyonun karşısında.
A: Teşekkür ederim.
B: Bir şey değil.
Sunday, November 22, 2009
Yeni pazar - nova trgovina (trgovački centar)
Mahalledeki herkes 'Yeni pazar' hakkında konuşyor. Yeni pazar şehrin dışında, hava alanının yanında. Yeni pazarda yüzden fazla dükkan var.
İki tane çok büyük süpermarket var. Ondan fazla konfeksiyon dükkanı var. Büyük bir oynucak dükkanı var. İki ayakkabı mağazası var. Üç eczane ve dört lokanta var. Tiyatro bile var. Mahalledeki insanlar çok mutlular. Çünkü şehrimizde çok büyük bir pazar var. Fakat bazı komşularımız çok üzgün. Çünkü onların dükkanları yeni pazardan çok uzak. İnsanlar genellikle yeni pazardan alış-veriş yapıyorlar.
İki tane çok büyük süpermarket var. Ondan fazla konfeksiyon dükkanı var. Büyük bir oynucak dükkanı var. İki ayakkabı mağazası var. Üç eczane ve dört lokanta var. Tiyatro bile var. Mahalledeki insanlar çok mutlular. Çünkü şehrimizde çok büyük bir pazar var. Fakat bazı komşularımız çok üzgün. Çünkü onların dükkanları yeni pazardan çok uzak. İnsanlar genellikle yeni pazardan alış-veriş yapıyorlar.
U našoj mahali svi govore o 'novoj trgovini'. Nova trgovina je izvan grada...pored aerodroma. U prednjem dijelu je puno prodavnica. Ima dva velika supermarketa. U prednjem dijelu je puno prodavnica konfekcije. Ima jedna velika prodavnica igračaka. Ima jedna prodavica obuće. Ima tri apoteke i četiri restorana. Ima čak i pozorište. U mahali ljudi su jako sretni. Zato što u našem gradu ima jako velika trgovina. Ali, ima i nekoliko naših jako tužnih komšija. (To je) zato što su njihovi dućani (prodavnice) daleko od nove trgovine. Generalno, ljudi u novoj trgovini kupuju (vrše kupovinu).
ayakkabı - obuća
mağaza - prodavnica
bile - čak
uzak - daleko
genellikle - generalno
ala - odlično
hava - atmosfera
yüz - lice, ispred...
çünkü - Zato što
hakkında - o (nečemu, nekome)
hava alanı - aerodrom
Nerede - gdje (se nalazi)
Lokanta nerede? - Gdje je restoran?
Lokanta bankanın yanında - Restoran je pored banke.
Süpermarket nerede? - Gdje je supermarket?
Süpermarket sinemanın karşısında - Supermarket je preko puta kina.
Okul nerede? - Gdje je skola_
Okul kütüphane ile parkın arasında - Skola je izmedju kutubhane i parka.
Postane nerede? - Gdje je posta?
Postane caddenin köşesinde. - Posta je na cosku ulice.
Afedersiniz. Yakında lokanta var mı?
Hayır yok.
Afedersiniz. Yakında pastane var mı?
Evet var.
Nerede?
Pastane, Mehmet Akif Caddesinde, bankanın yanında
Jalen'in evi - Jalenina kuća
U tekstu posebno obratiti pažnju na genitivne veze u tekstu (npr. pored (Jalenine) kuce - evinin yanında i sl.).
yan(ında) - pored
yakın(ında) - blizu
durak - stanica (otöbus durağı - autobuska stanica)
sol - lijevo
sağ - desno
bazı - neki
Lokanta bankanın yanında - Restoran je pored banke.
Süpermarket nerede? - Gdje je supermarket?
Süpermarket sinemanın karşısında - Supermarket je preko puta kina.
Okul nerede? - Gdje je skola_
Okul kütüphane ile parkın arasında - Skola je izmedju kutubhane i parka.
Postane nerede? - Gdje je posta?
Postane caddenin köşesinde. - Posta je na cosku ulice.
Afedersiniz. Yakında lokanta var mı?
Hayır yok.
Afedersiniz. Yakında pastane var mı?
Evet var.
Nerede?
Pastane, Mehmet Akif Caddesinde, bankanın yanında
Jalen'in evi - Jalenina kuća
Jalen'in evi şehrin merkezinde. Jale çok mutlu. Çünkü evinin yakınında her şey var.
Evinin karşısında postane, banka, kütüphane ve otöbüs durağı var. Evinin yanında lokanta ve eczane var. Lokanta evin solunda. Eczane evin sağında. Jale'nin evinin yakınında iki tane tane benzin istasyonu var.
Caddede çok araba var. Bu yüzden çok gürültu var. Caddede çok insan var. Bazıları otöbüs bekliyor, bazıları yürüyor. Bazıları da alış-veriş yapıyor.
Evinin karşısında postane, banka, kütüphane ve otöbüs durağı var. Evinin yanında lokanta ve eczane var. Lokanta evin solunda. Eczane evin sağında. Jale'nin evinin yakınında iki tane tane benzin istasyonu var.
Caddede çok araba var. Bu yüzden çok gürültu var. Caddede çok insan var. Bazıları otöbüs bekliyor, bazıları yürüyor. Bazıları da alış-veriş yapıyor.
yan(ında) - pored
yakın(ında) - blizu
durak - stanica (otöbus durağı - autobuska stanica)
sol - lijevo
sağ - desno
bazı - neki
Friday, November 20, 2009
Çok kızgın - Jako ljutit
Ahmet Bey bu geçe çok kızgın. Vakit çok geç. Ama o yatağında oturyor ve saatine bakıyor. Komşuları çok gürültü yapıyor. Ahmet Bey çok kızgın. İkınci dairedeki komşuları dans ediyorlar. Üçüncü dairedeki komşusu odasını süpürüyor. Dördüncü dairdeki adam keman çalıyor. Beşinci dairdeki gençler müzik diniliyorlar. Altıncı dairede köpek havlıyor. Yedinci dairdeki komşuları kavga ediyorlar.
Ahmet Bey večeras je vrlo ljutit. Kasno je. Sjedi na krevetu i gleda na sat. Komšije prave veliku buku. Ahmet Bez je vrlo ljutit. U drugom stanu komšije plešu. U trećem stanu njegov komšija čisti (usisava) svoju sobu. U četvrtom stanu čovjek svira violinu. U petoms tanu omladina sluša muziku. U šestom stanu pas laje. U sedmom stanu njegove komšije se svađaju.
süpürmek - čistiti
kızgın - ljut
keman - violina
gençler - omladina
Sözlük - Rijecnik
Rieci su poredane bez pravila
ağrı - bol
ağrımak - boliti
kalmak - ostati
birkaç - nekoliko
üzgün - tuzan, neveseo
mağaza - prodavnica
bile - čak
uzak - daleko
genellikle - generalno
ala - odlično
hava - atmosfera
yüz - lice, ispred...
çünkü - zato što
önce - prije
sonra - poslije
ağrı - bol
ağrımak - boliti
kalmak - ostati
birkaç - nekoliko
üzgün - tuzan, neveseo
meşgül - zauzet
temizlemek - čistiti
tamir etmek - popravljati
antreman yapmak - vježbati (tjelesna vježba)
yıkamak - prati
bitirmek - završiti, kompletirati
başlamak - zapoceti, poceti
aramak - traziti, zvati
ğüneşli - suncano
bulutlu - oblacno
yağmurlu - kisovito
karlı - snjezno (pada snijeg)
durak - stanıca
otobus durağı - autobuska stanica
gürültü - buka
süpürmek - čistiti
kızgın - ljut
keman - violina
gençler - omladina
dış(ında) - vani, izvan
ayakkabı - obućağüneşli - suncano
bulutlu - oblacno
yağmurlu - kisovito
karlı - snjezno (pada snijeg)
durak - stanıca
otobus durağı - autobuska stanica
gürültü - buka
süpürmek - čistiti
kızgın - ljut
keman - violina
gençler - omladina
dış(ında) - vani, izvan
mağaza - prodavnica
bile - čak
uzak - daleko
genellikle - generalno
ala - odlično
hava - atmosfera
yüz - lice, ispred...
çünkü - zato što
önce - prije
sonra - poslije
yan(ında) - pored
yakın(ında) - blizu
durak - stanica (otöbus durağı - autobuska stanica)
sol - lijevo
sağ - desno
bazı - neki
Temizlemek - čistiti
Temiz - čisto
Giymek - nositi
Aramak - tražiti
Bulmak - pronaći
Kirli - prljavo
Islak - mokro
Islak - mokro
Dün - ju
č
e
Bügün - danas
Yarın - sutra
Thursday, November 19, 2009
Onlar ne yapıorlar? - Šta oni rade?
Obratiti pažnju na korištenje lokativa (za mjesto odvijanja radnje) i akuzativa (kao oznacavanje objekta nad kojim se radnja vrši). Knjiga iz koje prenosim tekst ima sliku al ovdje nisam prenio, možda da uslikam nekad pa postavim ;)
Bizim apartmanda bugün herkes meşgül. Akın Bey mutfağını temizliyor. Mustafa lavabosunu tamir ediyor. Bay ve Bayan Er evlerini boyuyorlar. Betül Hanım antreman yapıyor. Tarkan köpegi ile oynuyor. Bay ve bayan Elibol arabalarını yıkıyorlar.
U našoj zgradi danas su svi zauzeti. G. Akın čisti svoju kuhinju. Mustafa popravlja svoj lavabo. G. i g-da Er boje svoju kuću (stan). Betül hanım vježba. Tarkan se igra sa svojim psom. G. i g-da Elibol peru svoj (njihov) auto.
meşgül - zauzet
temizlemek - čistiti
tamir etmek - popravljati
antreman yapmak - vježbati (tjelesna vježba)
yıkamak - prati
bitirmek - završiti, kompletirati
Wednesday, November 18, 2009
Meslekler - Zanimanja - Vjezba
Benim babam öğretmen.
Hangi dalda öğretmen olmak istiyorsun?
Ne öğretmeni olmak istiyorsun?
Gemi kaptanı olmak istiyor musun?
Postacı ne yapıyor?
Terzi ne yapar?
Terzi dikiş diker. (kıyafet diker - šije odijela)
Dişçilik zor bir meslek mi?
Kaç yıl gazetçisin?
Kaç yıl tercumansın?
Altı yıl bu meslekteyim.
Hangi dileri tercume ediyorsun?
Ben eşyaları kontrol ediyorum.
Tavsiye etmek. - preporučiti
Kimin elinde keskin bir bıçak var?
Kasabın elinde keskin bir bıçak var.
Kim piyano çalar?
Piyanist pizano çalar.
Kim sahneye çikar? - Ko se penje na scenu (pozorišta)?
Berber ne yapar?
Berber tıraş eder.
Elektronik mühendisi elektronik eşyaları tamir eder mi?
Tamir etmek - popravljati
Boyacı ne yapar?
Geniş zaman - Široko vrijeme
Za označavanje radnje koja se dešavala, koja se dešava i koja će se dešavati u budućnosti;
Ali sabahları erken kalkar
Saat sekizde işe gider
Akşam beşe kadar çalışır - Radi sve do pet sati naveče
Saat altıda eve gider - Kući ide u šest sati
Akşamları genelikle kitap okur - Obično, naveče čita knjigu
Ya da deniz kıyısında yürür - Ili šeta morskom obalom
Široko vrijeme se koristi i kod iskazivanja da se nešto ne može uraditi
npr.
Ben piyano çalamam - -Ne mogu (ne znam, nisam u stanju) svirati klavir
Sen bu ağaça tıramanmazsın - Ne možeš se popeti uz ovo drvo
Biz bu işi yapamayız - Ne možemo uraditi ovaj posao
Kardeşim yüzemez
Pogledaj kako se koristi -abilmek, odnosno njegov oblik u širokom vremenu za kreiranje forme: mogu ..., ne mogu ..., mogu li ...
(I) Kod jednosložnih glagolskih osnova koje završavaju konsonantom dodaje se nastavak ar/er
sev-mek
1. severim 1. severiz
2. seversin 2. seversiniz
3. sever 3. severler
(II) Kod višesložnih glagolskih osnova koje završavaju konsonantom, nastavak je -ır-ir-ur-ür
gönder-mek - poslati
1. gönderirim 1. göndeririz
2. gönderirsin 2. gönderirsiniz
3. gönderir 3. gönderirler
(III) Kod glagolskih osnova koje završavaju vokalom, dodaje se nastavak -r
başla-mak - poceti, zapoceti
1. başlarım 1. başlarız
2. başlarsın 2. başlarsınız
3. başlar 3. başlarlar
Ali sabahları erken kalkar
Saat sekizde işe gider
Akşam beşe kadar çalışır - Radi sve do pet sati naveče
Saat altıda eve gider - Kući ide u šest sati
Akşamları genelikle kitap okur - Obično, naveče čita knjigu
Ya da deniz kıyısında yürür - Ili šeta morskom obalom
Geniş zaman se koristi u poslovicama, zagonetkama...
Može se koristiti i za izražavanje buduće radnje s tim sto ta radnja nije izvjesna već se može i ne mora desiti (za razliku od klasičnog acak/ecek budućeg vremena)
Odrični oblik
1. başlamam 1. başlamayız
2. başlamazsın 2. başlamazsınız
3. başlamaz 3. başlamazlar
Obratiti paznju na negaciju koja se tvori dodavanjem maz/mez osim za prvo lice jednine i množine gdje se dodaje ma/me.
Upitni oblik
başar-mak - uspjeti;
Radi se o višesložnoj glag. osnovi koja završava na konsonant, prema tome dodaju se nastavci ır/ir/ur/ür
1. başarır mıyım 1. başarır mıyız
2. başarır mısın 2. başarır mısınız
3. başarır mı 3. başarırlar mı
Široko vrijeme se koristi i kada se želi ukazati na neku situaciju/radnju koja se dogodila čim je neka druga radnja započela. Tada se koriste dva glagola u širokom vremenu jedan za drugim, pri čemu prvi oblik odgovara licu koje radnju izvrsava a drugi je u trećem licu jednine i to negacija:
Ders başlar başlamaz Meryem ağlar. - Čim lekcija počne, Merjem krene plakati (zaplače)
Necad sınıfa girer girmez konuşmaya başlar. - Nedžad, čim udje u razred počne pričati.
Široko vrijeme se koristi i u svojstvu zamolbe:
Elma almaz mısın? - Zar nećeš uzeti jabuku?
Verir misin? - Je li daješ?
Bu mektubu postalar mısın?
Kapıyı açar mısın (lütfen)?
Salata yapar mısın?
Sorumu cevaplar mısın?
Tuzu bana uzatır mısın?
Gazeteyı bana verir misin?
Televızıyonu kapatır mısın?
Riječnik:
Uzatmak - dodati
Tıramanmak - popeti se, uspeti se
Bu mektubu postalar mısın?
Kapıyı açar mısın (lütfen)?
Salata yapar mısın?
Sorumu cevaplar mısın?
Tuzu bana uzatır mısın?
Gazeteyı bana verir misin?
Televızıyonu kapatır mısın?
Riječnik:
Uzatmak - dodati
Tıramanmak - popeti se, uspeti se
Široko vrijeme se koristi i kod iskazivanja da se nešto ne može uraditi
npr.
Ben piyano çalamam - -Ne mogu (ne znam, nisam u stanju) svirati klavir
Sen bu ağaça tıramanmazsın - Ne možeš se popeti uz ovo drvo
Biz bu işi yapamayız - Ne možemo uraditi ovaj posao
Kardeşim yüzemez
Pogledaj kako se koristi -abilmek, odnosno njegov oblik u širokom vremenu za kreiranje forme: mogu ..., ne mogu ..., mogu li ...
Subscribe to:
Posts (Atom)